4 Mayıs 2016 Çarşamba

1984 ROMANI GEORGE ORWELL HAKKINDA

GEORGE ORWELL

İngiliz romancısı ve denemecisi George Orwell  (asıl adı: Eric Arthur Blair [d. 25 Haziran 1903, Bihar; ö. 21 Ocak 1950, Londra]) Hindistan’da doğdu. 1922 yılında öğrenimini tamamladıktan sonra Birmanya’ya giderek İmparatorluk Polis Teşkilatı’na girdi. 1928’de teşkilattan istifa etti ve anılarını Burmese Days(Burma Günleri- 1933) adı altında yayınladı. Aynı yıl yazdığı Down and Out in Paris and London(Aşağı ve Dışarı Paris ve Londra) adlı kitabında Paris ve Londra’da geçen günlerini anlattı. İspanya İç Savaşı üzerine izlenimlerini, Katalonya’ya Selam (1938) adlı kitabında aktardı. Çağdaşlarını modern dünyanın sorunları üzerinde düşündürmek isteyen ve birçok eleştirmenin ‘İngiltere’nin Bilinci” olarak nitelendirdiği Orwell’in Swift tarzında yazdığı Hayvanlar Çiftliği (1945) ve 1949 yılında yayınladığı 1984 adlı romanları gelecek ile ilgili düşüncelerini yansıtır. Orwell ömrü boyunca birçok makale yayımlamıştır. Son zamanlarını hastalıklarla geçiren George Orwell, 1950 yılında Londra’da, 46 yaşında vefat etti.


“Geçtiğimiz on yıl boyunca en çok yapmak istediğim şey politik yazıyı bir sanata dönüştürmektir. … çünkü ifşa etmek istediğim bazı yalanlar, dikkat çekmek istediğim bazı gerçekler var. … Görev, bu çağın bizi yapmaya zorladığı gerçek halk ve toplumsal aktiviteler yoluyla benim içime işlemiş olan, hoşlandığım ve nefret ettiğim şeylerin uzlaşmasını sağlamaktır.” George Orwell

1984 Romanı İle İlgili Görüşlerim

1984 ROMANI HAKKINDA GÖRÜŞLERİM

Öncelikle 1984 romanının benim zihnimi açan ve beni aydınlatan bir roman olduğunu belirtmek isterim. Çünkü yazar George Orwell, anlattığı kurgusal yaşamı öyle bir gerçeklikle bize aktarmış ki okuyup da aydınlanmamak elde değil. Bunun dışında yazar 1984 yılındaki baskıcı rejimi kurgularken, anlattıklarıyla o baskıyı hissetmemizi sağlıyor. Big Brother tarafından izleniliyor, dinleniliyor hatta düşünmeniz yasaklanıyor. Sadece kendi parti zihinlerinin beynimizde yer alması isteniyor. Ayrıca aşk, sevgi  duyguları yok edilmekte ve sadece çocuk yapmak için cinsel ilişkiye izin veriliyor. Bunun altında yatan amaç ise sevginin yalnızca Big Brother (Büyük Birader) a yönetilmesi ve parti yönetimini benimseyecek yeni nesillerin doğmasını sağlamak olduğu açıkça belli oluyor. Böyle bir durumun gerçek olabilmesi ürpermeme sebep oluyor. Bunun dışında yazarın romanda çiftdüşün, yenikonuş gibi kavramlara da ilk kez yer vermesi oldukça beni etkiledi diyebilirim. Çünkü bu kavramlar oldukça mantıklı açıklamalara sahip. Örneğin Big Brother ve partilerinin yenikonuş adını verdiği yeni dil sistemi ile kendi istedikleri kelimeleri atıp insanların kelime haznelerine de sınır koyuyorlar. Bu sayede halk düşünmemeleri gereken şeyleri düşünmemiş oluyor. Bir örnek verirsek düşünmek kelimesini halkın dilinden uzaklaştırırsak halk buna bağlı olarak düşünmemeye başlar ve bu da partinin işine gelir. İşte bu partiler ve Big Brother hükümeti de yaptıklarıyla halkın zihinlerini ele geçirmeyi başarmışlardır.
Bunun dışında benim dikkatimi çeken bir diğer şey ise romanda anlatılan sistemin günümüz hükümeti ile benzerlikleri. Örneğin eğitim sisteminde amaç öğrencilerin daha iyi bir eğitim sistemine sahip olması değildir. Çünkü bu durumda zeki ve aklı başında bireyler yetişecektir. Ve böyle bireylerin yetişmesi demek her şeyin açığa çıkması demektir. Ben bu sistemin günümüzde de geçerli olduğunu düşünüyorum ve bu da romanın bize bir şeyler açıkladığını gösteriyor.
Son olarak kitaptaki ana karaktere gelirsek Winston nihayetinde bu baskıcı ve her şeyi izleyen hükümetin farkında fakat buna rağmen kurallara uymuyor. Ben Winston un halkı bu durumdan kurtarabileceğini düşünmüştüm ama maalesef işler daha da kötüye gitti.  Winston un da zihni silindi ve o da Big Brother ı seven biri haline geldi. Açıkçası böyle bir son beni üzdü. Ama yinede öğrendiğim şeyler üzüntümü unutturdu.
Sonuç olarak bu kitap daha yıllarca okunmaya devam edecek ve gündemden hiç düşmeyecek diye düşünüyorum. Çünkü gerçekten herkesin okumak isteyeceği türden bir kitap. Hala okumayanlar için en kısa zamanda okumanız dileğiyle...


1984 George Orwell Romana Başlangıç...



KİTABA BAŞLANGIÇ...

1984 romanını okumadan önce adını sıklıkla duyuyordum. Kitapla ilgili oldukça güzel yorumlar duyuyordum ama hiç okumak gibi bir niyetim olmuyordu . Ta ki hocamız okumamızı söyleyene kadar...
Kitapla ilgili duyduğum güzel yorumlardan dolayı kitaba büyük bir ilgi ve beklentiyle başladım. Ve kitabı bitirdiğimde beklentimin karşılığını fazlasıyla aldığımı farkettim...

Kitabı okurken o ilginç ama bir o kadar da gerçekçi dünyaya kendini kaptırmadan edemiyorsun. Özellikle Büyük Birader in her şeyi izlemesi ve görmesi bi an için kendinin de izlendiği hissine kapılmana neden oluyor. Ayrıca kitaptaki kurgusallığın günümüzdeki gerçeklere yakınlığı insanı bi hayli korkutuyor. George Orwell ın bu romanı eskiden yazmış olması fakat bu kurgunun günümüzdeki gerçekliğe yakın olması onun ne kadar ileriyi görebilen ve gerçekçi bir insan olduğunu kanıtlıyor. George Orwell ın bu ileriyi görebilen tutumu kitabın günümüze kadar ulaşmasını ve kitabın güncelliğinin korunmasını sağlamakta..




1984 George Orwell karakterler ve konusu


1984--GEORGE ORWELL


  


Tür: Bilim Kurgu, Distopya, Klasik.  
Orijinal Adı: Nineteen Eighty-Four
Yayınevi: Can Yayınları
Çeviri: Celâl Üster
Basım Yılı: 2014
Sayfa Sayısı: 352

1984 Konusu

Baskıcı bir iktidarın kontrolünde olan Okyanusya toplumu anlatılır.Toplum parti ve onun lideri Büyük Birader’in diktatörlüğünde sınıflara ayrılmıştır. Hiyerarşik sınıflamada ortalarda yer alan bir memur olan Winston Smith romanın baş kahramanıdır. Doğruluk Bakanlığı’nda çalışan dış parti üyesi Winston Smith’in gözünden baskı altında yaşayan Okyanusya toplumu anlatılır. 20.yüzyılın en popüler distopik romanlarından biri sayılan roman roman üç kısmda incelenebilir. İlkin toplumda günlük hayat ve Winston’un yeri tasvir edilir. İkinci kısımda Julia adında bir kadınla yaşadığı cinsel ilişki ve parti yönetimine karşı çıkan düşünceleri işlenir. Son olarak da Winston’ın parti tarafından ele geçirilerek işkencelerle sisteme uygun bir vatandaş yapılması anlatılır. 

KİTAPTAKİ KARAKTERLER HAKKINDA


Winston Smith: Okyanusya’nın Hakikat Vekaleti nde çalışan bir memur.

Julia: Hakikat Vekâletinin Kurgu Dairesinde çalışan güzel bir kızı. Bir zamanlar Winston u severdi.

O’Brien :Parti yüksek kademesindeki zeki bir üye.

Mr. Charrington : Londra’da eskilerden kalma eşyaları olan eskici dükkânına sahip bir yaşlı .

Büyük Birader: Okyanusya’nın her şeyi gören, her şeyi bilen ve her yerde izini taşıyan hükümdarı.

Emmanuel Goldstein: Okyanusya’nın en hırslı düşmanı.



1984 ROMANI GEORGE ORWELL HAKKINDA

GEORGE ORWELL İngiliz romancısı ve denemecisi George Orwell   (asıl adı: Eric Arthur Blair [d. 25 Haziran 1903, Bihar; ö. 21 Ocak 1950, L...