14 Aralık 2015 Pazartesi

Kitap İle İlgili Görüşüm

Kitabı gerçekten çok beğendim. Benim okuduğum kitapta yaklaşık 30. sayfadan sonra kitap kendine bağlıyor. Olaylar gayet insanı merak ettiren türden konulara sahip. Kitabın başlarında Suad'ın,  babasından aldığı para ile yalı tuttuğunu gördük. Süreyya'nın ise bu durum üzerine hiçbir şey yapmadığını... Yani karısının parasıyla yalı tutulmasına hiçbir tepki vermemesi bana çok garip geldi. Bu arada ben Suad'ın gerçek anlamda Süreyya'ya aşık olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Suad'ın ilişkisi aşk değil sadakatten ibaret. Suad,  Süreyya'ya karşı çok sadakatli ama aşık değil. Sadakat ile aşk bambaşka şeyler ve Suad bu ikisini karıştırıyor.
Yalıya taşındıktan sonra Suad, Süreyya'nın aslında  istediği erkek olmadığını anlıyor. Bu onun için gerçekten üzücü bir durum. Hele ki Necib'i sevdiği halde Süreyya için Necib'e kavuşmaması onun ne kadar eşine bağlı ve saygılı bir kadın olduğunu gösteriyor. Bunun dışında karakterlerin ruhsal halleri  gerçekten çok başarılı anlatılmış. Bu özellik de kitabın psikolojik bir roman olduğunu gösteriyor.


Ben bu romanı okurken çok büyük zevk aldım ama çoğu yerde fazlasıyla betimlemeye ve açıklamaya yer verilmiş. Bu yüzden kitabı okurken sıkıldığım zamanlar olmadı değil. Onun dışında kitapta bir sorun görmedim. Gerçekten herkese tavsiye edebileceğim bir kitap...

13 Aralık 2015 Pazar

Mehmet Rauf Eylül Romanı (özet, karakterler, yazar hakkında vb.)

MEHMET RAUF'UN EYLÜL ROMANI

Mehmet Rauf'un Eylül adlı romanı Türk Edebiyatının ilk psikolojik romanıdır.Bu roman 1900 yılında Servet-i Fünun dergisinde yayımlanmaya başlamış, 1901 yılında ise kitap halinde basılmıştır. Roman 22 bölümden oluşmaktadır. Mehmet Rauf bu romanı Halit Ziya'ya ithaf etmiştir.

Eylül romanında olaylardan çok kahramanların iç dünyası okuyucuya yansıtılmıştır. Romanda evli bir kadın ile bu kadının evine gidip gelen bir akrabasının yasak aşkı anlatılır.
Suad bir yanda kocasına duyduğu bağlılık ile diğer yanda Necip'e duyduğu aşk arasında çırpınıp durur. Necip ise bir yanda Süreyya ile devam eden dostluğu diğer yanda ise Suad'a olan aşkı arasında bocalar. Mehmet Rauf Eylül romanında bu iki aşığın psikolojilerini, imkansızlıklarını, iç çöküşlerini ve vicdan azaplarını başarılı bir şekilde kaleme almıştır.


KİTAPTA GEÇEN YERLER
Bağ Evi: Bütün ailenin yazı geçirmek için topladıkları yerdir. Burda ıstırap ve sıkıntı çekmişlerdir. Bağ evinde Hanımefendi, Beyefendi, Suad, Süreyya, Hacer ve Fatin kalmıştır.

Boğazdaki Yalı: Suad'ın babasının gönderdiği para ile kiralanan yerdir. Temiz, ferah ve sakin bir yerdir. Burda Süreyya mutlu bir şekilde  vakit geçirirken Suad yalnız kalmış ve Necip ile aşk yaşamaya başlamıştır.

Köşk :Suad ile Süreyya yalıdan apar topar buraya dönmüşlerdir. Burda Hacer'in baskıları yüzünden hapishane gibi bir ortam oluşmuştur. Romanın sonunda konakta yangın çıkmış, Suad ile Necip yanarak can vermişlerdir.

KİTAPTA GEÇEN ZAMAN
Mehmet Rauf'un Eylül romanı 1900 yılında yayımlanmaya başlamıştır. Servet i Fünun dönemine aittir.
Romanda geçen olaylar bir nisan günü başlar. Eylül ayında biter. Zamanın büyük çoğunluğu yaz ayında geçer.


KİTABIN KONUSU
İlk psikolojik roman kabul edilen Eylül kitabında Süreyya,karısı Suad ve akrabaları olan Necip Bey ile yaşadıkları olaylar anlatılmaktadır Kitabın ana konusu ise Suad ile Necib arasında geçen yasak aşktır.





KİTABIN ÖZETİ
Süreyya; eşi Suad, kardeşi Hacer ve onun kocası ile Bakırköy'de uzak bir bağ evinde oturmaktadır. Böyle bir yerde oturmak onu sıkar. Bir de üstüne Hacer'in baskıları ve kendilerine her fırsatta sataşmaları onu iyice bunaltır. Onun isteği eşi Suad ile sakin, denize yakın bir yalıda yaşamaktır.

Eşi Suad; Süreyya ile 5 yıllık evlidir ve kocasının bu sıkıntılardan kurtulmasını, bir yalıya taşınmasını istemektedir. Bu sebeple babasına gizlice mektup yollar ve babasının para göndermesini sağlar. Bu parayla da kendilerine Yenimahalle'de bir yalı tutarlar.

Necib, Süreyya'nın akrabasıdır. Necib bütün kadınların erkekleri aldattığını düşünmekte bu yüzden evliliğe hiç sıcak bakmamaktadır. Necib aynı zamanda yakışıklı, kültürlü ve iyi eğitim almış birisidir. Bu sebeple Hacer, yeni evlendiği halde (Fatin ile evli)  her fırsatta Necib'e yakınlaşmaktadır.

Necib Süreyya tarafından sıkça yalıya çağrılmaktadır. Nedeni Süreyya ile yakındırlar ve Necib Süreyya ve Suad köşkte iken onlara çok yardımcı olmuştur.

Süreyya ile Suad'ın aldıkları yalı denize yakın bir yerdedir. Süreyya ile Suad her gün yürüyüşe çıkmaktadırlar ya da sandala binmektedirler. Süreyya bir zaman sonra bunu alışkanlık haline getirir ve artık Suad olmadan sandalla gezmeye başlar. Bu arada yalıya sık sık gelen Necib Suad'ı her yönden beğenmeye başlamıştır. Karakteri ve davranışları onun aradığı kadın stiline uymaktadır.

Süreyya her gün sandala çıktığı için Necib ile Suad sık sık başbaşa kalır. Bunun sonucunda Necib'in Suad'a beğenisi aşka dönüşür.

Bir gün dadı köşkten haberler getirir. Ve bu haberlerden en önemlisi Hacer'in Necip'in sık sık yalıya gelmesine anlam verememesi ve Süreyya'nın ilgisizliğidir.

Necib yine yalıya gittiği bir gün Suad'ın eldivenlerinden tekini  gizlice alır ve saklar. Necib aşkını Suad'a söyleyemediği için fazlasıyla acı çekmektedir. Artık dayanamaz ve yalıya gitmemeye kara verir. Köşke giden Necib burda hastalığa yakalanır ve yataklara düşer. Bu olayı duyan Suad ve Süreyya hemen köşke dönerler. Suad köşkte Necib'in yastığının altında kendi eldivenini bulur.

Necib iyileşince ayrılığa son vermek ister ve Suad için yalıya geri döner. Suad Necib eldiveni aldığımı farketmemiştir diye düşünür. Necib ise Suad eldivenini aldığımı farketmemiştir diye düşünür. Ve böylece Necib aşk acısı çekmeye devam eder.

Günler, aylar geçer ve Eylül ayı gelip, çatar. Bu ay Suad'ın düşüncelerini değiştiren hüzün ayıdır. Suad artık evlilikte aradığı mutluluğu ve istediği erkeği bulamamış olduğunu anlar. Necib'in onu sevdiğini o yastığın altında bulduğu eldivenden anlamıştır. Ve onun da Necib'e karşı duyguları değişmiştir. Fakat evli olduğu için kendi içinde çok fazla iç çatışmalar yaşar. Suad ölümün var olduğunu ve hayatını istediği gibi yaşaması gerektiğini düşünür ve Necib'e yakınlaşmak ister.

Zaman böyle geçerken Süreyya aniden köşke geri dönmeye karar verir. Suad her ne kadar geri dönmek istemese de Süreyya'nın peşinden gider.

Köşkte yaşamlarına devam ederken aniden yangın çıkar. Herkes köşkten çıkmıştır fakat Suad'ı görebilen yoktur. Necib ve Süreyya içeri dalarlar. Dumandan göz gözü görmemektedir. Süreyya Suad'ın bulunduğu odaya girmeye cesaret edememektedir. Necib ise aşık olduğu kadın için odaya dalar. Odaya girmesiyle odanın içi büyük  bir gürültü ile çöker ve Necib ve Suad orada can verirler...


KİTAPTAKİ KİŞİLER
Süreyya:Suad'ın kocasıdır. Başlarda yalı tutmak istemiştir. Bu isteği gerçekleşince yelkene, sandala merak sarmıştır. Düşünce olarak olgunluktan uzak ve sorumsuzdur.

Suad:Süreyya'nın karısıdır. Süreyya'nın yalı kiralama isteği üzerine babasına mektup gönderir ve babasından gelen parayla yalı tutar. Süreyya ile geçen 5 yıllık bir evliliğin ardından ilişkilerinde bir heyecanın ve duygunun kalmadığını görür . Bu sırada Necip'in ona aşık olduğunu anlar ve o da Necip'e sevdalanır. Fakat evli olduğu için sık sık kendisiyle iç çatışmalar yaşar.

Necip Bey: Süreyya'nın halasının oğludur. Genç,yakışıklı, iyi eğitim görmüş birisidir. Kadınlara güvenmez ve evlilikten korkan birisi iken Suad ile Süreyya'nın evliliklerinden etkilenir ve Suad'ın tam aradığı kadın olduğunu düşünmeye başlar. Suad'ı sürekli gözlemleyen Necip sonunda Suad'a aşık olur

Hacer: Süreyya'nın kız kardeşi, Fatin'in karısıdır. Kocasını sevmemektedir ve Necip ile cilveleşmektedir.Daha sonraları Necip'in Suad'ı sevdiği anlayıp Suad'a karşı büyük bir kıskançlık duymuştur.

Fatin: Hacer'in kocasıdır. Sırf para için Hacer ile evlenmiş, kişiliksiz ve cimri birisidir. Fatin'i Beyefendi Hacer için bulmuştur. Fatin sırf para ve rahatlık için Hacer'e katlanmaktadır.

Beyefendi:Suad ile Hacer'in babasıdır. Ailesini hiç düşünmeyen sadece kendi dediğinin olmasını isteyen bencil birisidir.

Hanımefendi: Süreyya ve Hacer'in annesidir. Sabırlı, şefkatli ve sadakatli bir insandır. Bu nedenle Suad onu örnek almıştır. Kocasının ilgisizliklerine, haksız davranışlarına karşı yıllarca sabır göstermiştir.

KİTAPLA İLGİLİ GÖRÜŞÜM
Kitap oldukça güzel ve insanı kendine bağlayan bir konuya sahip. Suad ile Necib'in yasak aşkı insanı derinden etkiliyor. Fakat romanda fazlasıyla açıklamaya yer ver verilmiş ve dili ağır. Bu sebeple okuyucuyu biraz sıkıyor. Roman Mehmet Rauf'un kalemi ile çok başarılı bir şekilde okuyucuya aktarılmış. Suad ile Necip'in iç çatışmaları romanın psikolojik bir roman olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca romanda karakterlerin ruhsal halleri anlaşılır bir şekilde okuyucuya sunulmuş.

YAZAR HAKKINDA BİLGİLER
Mehmet Rauf İstanbul'da doğdu. Bir süre subaylık yaptıktan sonra geçimini yazarlık ile sağlamaya başladı. Küçük yaşlarda edebiyata merak saran Mehmet Rauf birçok eser yazdı. Servet i Fünun edebiyatına katıldı.

1984 ROMANI GEORGE ORWELL HAKKINDA

GEORGE ORWELL İngiliz romancısı ve denemecisi George Orwell   (asıl adı: Eric Arthur Blair [d. 25 Haziran 1903, Bihar; ö. 21 Ocak 1950, L...